21 Aralık 2011 Çarşamba

bir hamur, dört mamül


hazırsanız size adı çok kötü, kendi çok lezzetli bir pastane mamülünden söz edeceğim; sakallı!

adını her duyduğumda hoş olmayan çağrışımlar yapan bu sevgili yiyeceğimizi pek de severim halbuki. ama bir insan niye bir yiyeceğe bu ismi verir, halen düşünürüm. benim gibi peynire tapan biriyseniz, maydanozu da seviyorsanız maydanozdan sakallar da size çok itici gelmeyecektir. 


sakallının yapımı oldukça kolay. hem de bir hamurdan bir çok farklı ürün yapmanız mümkün. o yüzden vaktiniz kısıtlıysa size büyük kolaylık sağlıyor. bir hamurdan sakallı, mini pizza, açma ve kanepe yapmanız mümkün.



hem tatları da çok güzel ve herkes tarafından da seviliyor. hiç mini pizza yemeyen birine rastlamadım desem sanırım abartmış olmam. madem herkes bu kadar seviyor, o halde yapmak için kolları sıvayalım! 

mini pizzaları ben peynirli yaptım; ama siz istediğiniz gibi içlerini doldurabilirsiniz. zeytin, salam, patates, mısır vs. ile de çok güzel oluyor.


yazıyı koymak için oldukça geciktiğimden bir de tarifi yazmakla vakit kaybetmeyeyim diye tarif defterimden fotoğraf çekip buraya aktardım. reçete 1 kg una göre hazırlanmış ama bence yarıya indirmenizde fayda var. yarım ölçü yaptığınızda yaklaşık 70-80 adet pizza-sakallı çıkıyor. 

deneyecek ve yiyecek olanlara şimdiden afiyetler olsun.


12 Aralık 2011 Pazartesi

mmm... madeleine

her şey bir silikon kalıp satın almamla başladı. efsanevi bir kek yapacağım aklımın ucundan dahi geçmiyordu. böyle tereyağlı, yumuşacık, pamuk gibi. bir kek yaptım, yanağını dayar uyursun! "amma abarttı bu da" dediğinizi duyar gibiyim; fakat bu lezzeti ancak tadan bilebilir. 







evet, bahsettiğim kek madeleinekökeni tartışmalı olmakla birlikte, bir rivayete göre ününün 18. yüzyılda commercy kentindeki tatlı ustaları sayesinde yayıldığı söylenmektedir. bir başka rivayete göre de portekiz kralı stanislas leszczynski bu kekleri paris’te yiyip çok beğenince, keklere madeleine isimli pastacının ismini vermiştir.


fransızca'ya "madeleine de proust" kalıbını kazandıran da yine bu kek. aklımızda hiç yokken ve üzerine düşünmüyorken geçmişte kalan bir anın en berrak haliyle gözümüzün önüne gelmesini sağlayan imge için kullanılır. işte böylesine aklınızda yer edecek bir tariften bahsediyorum! 



proust kadar güzel betimlemeler yapamasam da onun gibi bu keki beynime kazıdım. deneyecek ve müptelası olacaklara şimdiden afiyet olsun.


madeleine

malzemeler
  • 1/2 cup (113 gram) tereyağı
  • 1 cup (130 gram) un
  • 3 adet yumurta
  • 2/3 cup (133 gram) toz şeker
  • yarım çay kaşığı kabartma tozu
  • yarım çay kaşığı vanilya
  • bir tutam tuz

yapılışı

  1. tereyağını eritin. 
  2. yumurta ve toz şekeri iyice çırpın.
  3. elediğiniz unu, kabartma tozunu, vanilyayı ve tuzu bu aşamada yumurtalı karışıma ekleyin.
  4. eriyen ve bir miktar soğuyan tereyağını da bu karışıma ilave edin.
  5. kalıplara döktüğünüz karışımı 180 derecede 10 dakika pişirin.
not: bu reçeteden yaklaşık 24 adet madeleine çıkıyor. o nedenle ben karışımı birkaç parçaya bölüp farklı aromalar ekledim. bu karışımı hazırladıktan sonra tahin, limon zest-haşhaş, tahin, kakao, fındık ezmesi vs. ekleyip çeşit yapabilirsiniz. kakao eklediğinizde kıvamı biraz koyulaşacağından bir miktar süt ile seyreltebilirsiniz.

6 Aralık 2011 Salı

yeni yıl geliyor!


biraz erkenci ve heyecanlı bir post ile herkese merhaba! beni erkenden yeni yılın heyecanı sardığından bir kaç şey söyleyeyim dedim.



size de öyle oluyor mu bilmiyorum. benim yeni yıl deyince aklıma ilkokuldayken her yıl bıkmadan yaptığımız bir etkinlik geliyor. etkinlik şundan ibaret; bir kağıdı ikiye bölüyoruz. ilk kısma ağlayan surat, ikinci kısma gülen surat çiziyoruz. çok yetenekliysek abartıp ilk kısma gülen bebek, ikinci kısma ağlayan dede çiziyoruz hatta. vee sloganı yazıyoruz; "elveda 2011, hoşgeldin 2012!"  



galiba böyle enteresan faaliyetlere, kendi çapımda bir şeyler yaratmaya olan meylim de o yıllardan kalmakta. o nedenle hep yılbaşı süslerine, o güne özel yiyeceklere ve sofralara benim de özel bir ilgim olmuştur. 




her yıl olduğu gibi bu yıl da birkaç siteye göz attım. ve hoşuma giden bir kaç fotoğrafı sizlerle paylaşıyorum. keyif ve ilham almanız dileklerimle..










fotoğraflar: 

1 Aralık 2011 Perşembe

kurutulmuş domatesli omlet

ahh datça! seni gördük göreli aklımız, kalbimiz hep sende. her gidişimde ayrı güzelliklerle dönüyorum senden. birbirinden güzel anılar, dostlar. ve birbirinden lezzetli yiyecekler. 


datça'ya ilk gittiğimizde bahçeden topladığımız limonlarla yaptığımız limonatanın tadı hala damağımda. evimizin taş fırınında pişirdiğimiz ekmek de öyle. kırma zeytinler, zeytinyağları, taze taze adaçayları, kekikler, ilaç niteliğindeki balı, kasım ayında yenen tazecik tarla domatesleri... hangi birini anlatsam bilemiyorum. 






datça'da kalbimizi bırakırken yanımıza da güzel hatıralar aldık tabi. iki denizin suyu misal. baktıkça knidos'u hatırlatsın diye. bir de lezzetli hatıralarımız var, asıl onlara değinmek istiyorum.



datça'nın o ufacık çarşısında birçok yerel dükkan bulunmakta. az önce saydığım yerel lezzetlerin tamamını burada bulmak mümkün. bunlardan biri de kurutulmuş domates. ilk tattığım andan itibaren müptelası oldum diyebilirim. ister kaynar suda yarım saat beklettiğiniz domatesleri zeytinyağı ve biberiye ekleyip kahvaltıda yiyin, ister cevizli rokalı bir salata ile birlikte deneyin. isterseniz bir foccacia yapın, içine de datça'dan aldığınız zeytini, biberiyeyi, kekiği ve kurutulmuş domatesi ekleyin.


benim tercihim bu kez de omletten yana oldu. yanında da datça'nın muhteşem limonlu adaçayı, ohh mis. denemek isteyenler için tarifi aşağıda yayınlıyorum. şimdiden afiyet olsun.




kurutulmuş domatesli omlet

malzemeler
  • 1 kaşık zeytinyağı
  • 1 kaşık un
  • 2 adet yumurta
  • yarım çay bardağı süt
  • 4-5 adet kurutulmuş domates
  • tuz, karabiber, biberiye.

yapılışı

  1. zeytinyağını tavada biraz kızdırın.
  2. un, süt ve yumurta bir kasede çırpın. içine tuz, karabiber, biberiye, peynir ve domatesleri ekleyin.
  3. hazırladığınız karışımı tavaya dökün. altı piştikten sonra bir tabak yardımı ile omleti çevirin.

26 Kasım 2011 Cumartesi

çikolatalı sufle


şimdi şurada bir sufle olsaydı da hep birlikte yeseydik ne güzel olurdu değil mi? hem de yapımı çok kolay olsaydı, vaktimizi almasaydı. şöyle 10 dakikada pişseydi mesela. yanına da bir top dondurma mı koysaydık? hı hı evet, bence de muhteşem olurdu. o zaman hazırlanın, sufle yapıyoruz :)



yapmaktan en çok zevk aldığım tatlılardan biri de sufle sanırım. hem yapımı kolay, hem de yaptıktan sonra ikram ettiğiniz sevdiklerinizin yüzündeki ifade yaptığınız işin her saniyesine değecek nitelikte. sanırım tüm bunlardan dolayı evimizin en çok istek alan tatlısı bu sıralar sufle. 


çikolatanın mutlulukla doğrudan ilişkisi olduğunu hepimiz biliyoruz. o zaman bir de içinden çikolata akan volkanik bir keki hayal edelim; mmm! 


daha fazla uzatmadan tarife geçelim. şimdiden deneyenlere afiyet olsun :)

çikolatalı sufle

malzemeler
  • 250 gram tereyağı
  • 250 gram bitter çikolata (kuvertür)
  • 5 adet yumurta sarısı
  • 3 adet bütün yumurta
  • 125 gram toz şeker
  • 80 gram un
  • vanilya

yapılışı

  1. tereyağını eritin.
  2. eriyen tereyağını ocaktan alıp üzerine doğranmış çikolataları ekleyin ve tereyağının sıcaklığıyla erimesini sağlayın.
  3. un ve vanilyayı bu karışıma ilave edin. 
  4. ayrı bir kapta yumurta sarıları, bütün yumurtalar ve toz şekeri çırpın. 
  5. yumurtalı karışıma unlu karışımı karıştırarak ilave edin.
  6. daha önceden yağlayıp unladığınız kalıplara karışımı dökün.
  7. 200 C'de yaklaşık 12 dakika pişirin. fırından çıkar çıkmaz dondurma ile servis edin.

14 Kasım 2011 Pazartesi

tatlı bir haber!

evet, işte karşınızda nişan pastalarımız ve kurabiyelerimiz!

şeker hamurundan kurabiye / pasta yapmak gerçekten çok özel. çünkü kişiye özel tasarım olduğundan ve her köşesinde fiziksel bir emek içerdiğinden insanları oldukça mutlu ediyor. sanırım son zamanlarda bu tarz şeylere ilginin artmasının en önemli sebebi de bu. ama benim için bu çalışmanın yeri apayrıydı. çünkü üniversitedeki canım ev arkadaşım için yaptık. 


5 kişilik ekibimizle bir çırpıda yapıverdik. yaparken çok da eğlendik. 80 adet kurabiye, 1 adet show cake ve 100 kişilik dilim pasta hazırladık.


düğünlerde / nişanlarda maket pasta kesildiğini herkesin bildiğini düşünüyordum. ama kime söylediysem şoka uğradı. her düğüne 7 katlı taze pasta yapıldığını ve önünüze sinek kanadı gibi bir dilim geldiğini düşünürsek açıklamam şu olacak: "üzgünüm hanımlar ve beyler, çok iyimsersiniz."


biz yaparken çok keyif aldık. umarız tadanlar da mutlu olmuştur. bir kez de buradan mutluluklar dilemeyi unutmayalım. çok mutlu olun. düğünüydü, bebeğiydi derken beni de unutmayın, kurabiyeler benden :) 

18 Eylül 2011 Pazar

to do list

merhaba,

yapmam gereken şeyleri sanırım artık yapmaya başlıyorum. bir ara da bloguma el atsam süper olacak dedim ve harekete geçtim :)

çok uzun bir ara vermeden görüşmek üzere.