27 Aralık 2010 Pazartesi

siradisi bir tatil uzerine


her sey bir resimle basladi...

evet, bu hikayeyi taa en basindan anlatmanin vakti geldi.
yok yok, fotografla resim arasindaki farki biliyorum. bilerek resim dedim buna. cunku ben hep bunun bir resim, bir hayal olduguna inandim. ve bir resmin pesinden gittim.

ciftlige varip ilk duzluge tirmandigimda aklimda yalnizca bu resim vardi. o an sadece bunun gercekligini dusundum. bir fotograf oldugunu, halen boyle yeryuzu cennetlerinin varligini korudugunu ben orada anladim.


ahh bir de yemekler vardi ki, hala tadi damagimda sanki.
kapari, kirma zeytin, zeytinyagi, kuru domates, deniz levregi, tandir ekmegi...

evet, uzun uzun anlatmaliyim.
karar verdim, devami gelecek..

26 Aralık 2010 Pazar

yeni bir yila girerken..

''kış başlıyor sevgilim

hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor

bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan

oysa yapacak ne çok şey vardı

ve ne kadar az zaman...''


evet, koskoca 1 yil daha ucup gitti.

2010'dan aklinda ne kaldi diye sorsalar inanin verecek yanitim yok. ilk 6 ayi is aramakla, son 6 ayi da yeni hayatima uyum saglamakla gecti sanirim.

2010'da cok sey degisti aslinda hayatimda. oldukca yogun ve hizli bir yildi benim icin.
haftanin 7 gunu calistim. ama omrumun en eglenceli gunlerimi gecirdim diyebilirim.
cunku bir hayalimi az da olsa gerceklestirdim.

yeni bir ev, yeni bir is. yeni insanlar, yeni arkadaslar, yeni hayatlar..
herhalde birisi gelip bunlari bunlari yasayacaksin dese gulup gecerdim.
oylesine guzel, oylesine surprizlerle doluydu.

madem oyle, hosgeldin 2011 diyelim. dilerim ki 2011 de en az 2010 gibi surprizlerle dolu bir yil olur.

eger bir diger hayalim olan kutuk pasta ya da kurabiye ev yapmazsam bu 2010'un son postu olacak. o nedenle simdiden hepinize iyi seneler.

onemli bir not: kurabiyelerin yapiminda emegi gecen, 2010'un bi diger surprizi irem'e de ozel tesekkurlerimi sunuyorum. iyiki varsin.

vanilyali kurabiye

malzemeler
  • 200 gram seker
  • 2 yumurta
  • 200 gram tereyag
  • 400 gram un
  • 1 adet vanilya aromasi
yapilisi

  1. yumurtalarla sekeri cirpin. ardindan vanilya aromasini ekleyin. (ben dr. oetker kullandim, size de tavsiye ederim)
  2. oda sicakligindaki tereyagini da ekleyin ve cirpmaya devam edin. karisim bu esnada kremsi bir hal almali.
  3. son olarak unu ekleyin. hamuru parmak uclarinizla nazikce yogurun.
  4. buzdolabinda en az 30 dk dinlendirdikten sonra sekil verin.
  5. yaklasik 20 dk 175 C firinda pisirin. rengi altina donunce firindan cikarin.
onemli bir not: kurabiyeler firindan ciktiktan sonra sertlesecektir, unutmayin. bunu goz onunde bulundurarak pisirin.
son olarak da seker hamuru, icing vs. ile susleyin.

afiyet olsun :)

16 Haziran 2010 Çarşamba

internet aşçısı istemiyoruz!


"internet aşçısı istemiyoruz!"

tepkiliyiz; çünkü bizler profesyonelleriz. çoğumuz yıllarca bu işi öylesine, sırf yapmak zorunda olduğumuz için yaptık. ne heyecanımızı kattık, ne sevgimizi. neden mi? ne gerek vardı ki? böyle de işler gayet iyi yürüyordu. kimse olması gerekenin ne olduğunu bilmediği için, bir referans noktası bulamadığı için biz "bu böyle" deyip ilerliyorduk yolumuzda.

 


ama bir gün siz çıkıp geldiniz; yepyeni fikirlerinizle, tüm heyecanınızla, yaratıcılığınızla. merak ve ilgi uyandırdınız. hele o fotoğraflarınız! baktıkça ağzımızın suyu aktı adeta. "neden biz de bunları yapmıyoruz?" demek yerine sizleri baltalamayı seçtik.


çoğunuz elinin hamuruyla erkek işine karıştı. peki ya yemek blogu yazan erkeklere ne demeli? onlar da kız tavlamak için yaptılar zaten tüm bunları!



korkuluyuz; çünkü çok popülersiniz. her biriniz en iyi okulları bitirdiniz. en iyi işleri bırakıp mutfağı seçtiniz belki de dünyanın parasını bir kenara attınız. ama biz sizin bu aşkınızı, sevginizi görmedik; görmeyeceğiz. çünkü "toprağımız" değilsiniz. birbirinizle bilgi paylaşımında bulunuyorsunuz. biz gizli gizli izlerdik ustalarımızı, onlardan bir şey öğrenebilmek için. ama o kadar şey yaşadık, yine de ders almadık. bizim yaşadıklarımızı siz de yaşayın istedik bencilce bir egoyla.

geliyorsunuz, görüyoruz. bugün sizi yok saysak da yankınızı duyuyoruz. ününüzü, ilginizi, yeniliklerinizi, bilginizi. biz bildiğimiz yoldayız, aynı tekdüzeliğe sizler yerimizi sarsmadıkça devam edeceğiz. ve sonra da "internet aşçısı istemiyoruz" diyeceğiz.

fotoğraf: nordljus & keiko.

17 Şubat 2010 Çarşamba

soda ekmeği (irish soda bread)






''evladım, koş bakkaldan bir ekmek al!''

kimin sepeti sarksa camından, hangi teyze şu cümleyi kursa orada biterdim.
günde üç kez bakkala ekmek gelirdi. fırın kamyonunu gören teyzeler de hemen sallandırıverirdi sepetlerini balkondan. biz de koşa koşa bakkala giderdik. sepeti salan annemizse ekmeğin köşesini yerdik hatta eve gidene kadar. şimdiki gibi üç günde bir ekmek alınmazdı. ne oldu da heidi'nin beyaz ekmeğinin saltanatı sona erdi?


''ekmek, beslenme eğilimindeki değişimler doğrultusunda son birkaç yıl öncesine kadar -elbette yoksulların sofrasından değilse de- seçkin sofralarından el etek çekmişti. ancak bir kaç yıldır değeri yeniden anlaşılmış gibi görünüyor. özellikle kepek ekmeği ya da tam buğday ekmeği gibi ekmek türlerinin posasıyla sindirim sistemi, içerdiği folik asitle sinir sistemi ve vitaminlerle bağışıklık sistemi için son derece yararlı ve besleyici bir gıd olduğu yeniden hatırlandı. belki de binlerce yıldır insan nesillerini bıkıp usanmadan besleyerek bu günlere getiren bu en eski ve en şefkatli besin kaynağına vefasızlık etmek istemedik. ama şurası kesin ki, yeni açılan ve cidden göz dolduran vitrinleriyle akıl uçuran modern fırın zincirleriyle ekmek yeniden varlıklı evlere girebildi (ratatouille'daki colette de, ''bir çıtırtı senfonisi'' derken ekmeğin elit yönünü hatırlatıyordu bize).''


her ekmeğin ayrı bir hikayesi olduğu muhakkak. mısır ekmeğinin babaanneciğimi, sütlü kömbenin annenneciğimi hatırlatması gibi. belki de ekmeğe bu kadar ilgi duymamın temeli burada yatıyordur.
soda ekmeği de şuleciğimin favorisi, bu tarifi de onun için yayınlıyorum. mayasız, lezzetli ve oldukça sağlıklı olan bu ekmeği denemenizi öneririm.

soda ekmeği (irish soda bread) tarifi

malzemeler
• 250 gram un
• 250 gram tam buğday unu
• 30 gram tereyağı
• 300 ml ayran
• 7 gr karbonat
• 7 gr tuz

yapılışı
1. unları, tuzu ve karbonatı birlikte eleyerek harmanlayın.
2. ayranı ve tereyağını ilave edip 3 dakika yoğurun.
3. 5 X 15 cm boyunda şekillendirin.
4. üzerine kesikler atın.
5. 200 C de 35 dakika pişirin.